Derleyen: Buse Bulat / Milliyet.com.tr
Gerçek ismi Norma Jeane Mortenson olan dünyaca ünlü oyuncu Marilyn Monroe, 1962 yılında çok dozda barbitürat kullanması nedeniyle hayatını kaybetmişti. Monroe’nun mevti Los Angeles County isimli tabipliği tarafından resmi olarak ‘muhtemel intihar’ olarak nitelendirilse de, o vakitten beri ünlü ismin vakitsiz vefatı hakkında birçok spekülasyon yapılmıştı.
Hatta kimileri; Monroe’nun mevtinde bir yıl sonra suikasta kurban giden ABD Başkanı John F. Kennedy ve kardeşi Başsavcı Robert ‘Bobby’ F. Kennedy ile yaşadığı tez edilen bağlantıların bir rolünün olabileceğini öne sürüyordu.
‘KENNEDY KARDEŞLERLE MÜNASEBET YAŞADI’ İDDİASI
Monroe’nun JFK ile ilgisi olduğuna dair söylentiler, Hollywood yıldızının vefatından yalnızca birkaç ay evvel, 19 Mayıs 1962’de Madison Square Garden’daki 45’inci doğum günü kutlamasında lider için söylediği ‘Happy Birthday’ müziğinden sonra ortaya çıkmıştı. Akabinde, Monroe’nun Kennedy’nin kardeşi Robert ile de bağ yaşadığı söylentileri de magazinde yer almaya başlamıştı.
Marilyn Monroe’nun 36 yaşında yaşama veda etmesinin üzerinden yıllar geçmesine karşın bir soru gündemdeki yerini müdafaayı başardı: John F. Kennedy ve kardeşi Robert, Marilyn Monroe’nun trajik mevtinde nasıl bir rol oynadı?
ÖZEL DEDEKTİFİN SES KAYITLARI KİTAP OLDU
Polis memurluğunu bıraktıktan sonra özel dedektifliğe yönelen Fred Otash’ın elde ettiği ses kayıtlarına ve notlarına dayanan; Josh Young ile Manfred Westphal tarafından yazılmış ‘The Fixer’ kitabında; Monroe’nun vefatından evvelki saatlerde devrin ABD Başsavcısı Robert F. Kennedy ile şiddetli bir formda tartıştığına dair ispatlar olduğu ve Kennedy’nin aktrisi susturmak için ona ilaç vermiş olabileceği öne sürüldü.
“MARILYN’İ YASTIKLA SUSTURDULAR”
Otash’ın notlarına nazaran Robert, Marilyn’in yakın bir dostu olan Peter Lawford’un kendisini arayıp “Marilyn’in ruh sıhhatinden telaş ediyorum” demesi üzerine San Francisco’dan Los Angeles’a uçtu. Özel dedektif, kayıtlarında şu tabirlere yer verdi:
Robert, meskenine vardığında Marilyn üzgündü. Sabah saat 11.00’de birlikte oldular ve sonra Robert meskenden gitti. RFK, birebir günün akşamı Peter Lawford ile birlikte Marilyn’in konutuna döndü. Marilyn çılgına dönmüştü, Robert’a bağırıyordu. Robert’ı tehdit edip, kendisine birçok kelam verdiğini hatırlatan Marilyn, ‘Çocuğunu aldırmak zorunda kaldığımda neredeydin seni ismi şerefsiz!’ diyordu. Robert ya da Peter bir yastıkla Marilyn’i yatağa yatırıp susturana kadar bağrışmalar devam etti. Tahminen de iki adamdan biri, o sırada Marilyn’e sakinleştirici de verdi. Saat 17.30 civarında RFK oradan ayrıldı ve Peter’a ‘Ben buradan gidiyorum’ dedi.
“BAŞKAN’A HOŞÇA KAL DE”
“Bunun üzerine Peter, Marilyn’e kendisiyle yemeğe çıkmak isteyip istemediğini sordu. Marilyn ise ‘Kendimi âlâ hissetmiyorum. Bunu yapacak durumda değilim. Uyumak istiyorum. Benim için berbat birkaç gün oldu’ dedi. Marilyn, gecenin ilerleyen saatlerinde Lawford’u iki kere aradı ve Robert’ın kardeşi John Kennedy’ye ulaşmaya çalıştı. Akabinde Lawford’u bir defa daha arayarak şunları söyledi: ‘Pat’e hoşça kal de. Başkan’a hoşça kal de ve kendine de hoşça kal de zira sen düzgün bir adamsın.’ Marilyn, daha sonra telefonu düşürdü ve saatler sonra meyyit bulundu.”
“KENNEDY’LERİN HEPSİ BAYAN KATİLİYDİ”
Öte yandan Marilyn Monroe’nun 1954’te evlenip 1955’te boşandığı ikinci eşi, New York Yankee efsanesi Joe DiMaggio; “Kennedy’lerin hepsi bayan katiliydi ve yaptıkları daima yanlarına kar kaldı” demiş ve JFK ile Bobby’nin, eski eşinin cenazesine katılmasını yasaklamıştı.