Yaklaşık 2 haftadır süren tartışmaların son günü olması nedeniyle bir araya gelen Müslüman ve Yahudi toplumun temsilcileri ile kampanyaya destek veren siviller, birlik ve beraberlik gösterisinde bulunmak için parlamento önünde toplandı.
Oturuma katılan Belçika Diyanet Vakfı Genel Müdürü ve Belçika İslam Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Coşkun Beyazgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Brüksel parlamentosunun hayvan refahını koruma adına çıkarmaya çalıştığı yasayla ilgili dini özgürlükler noktasında ciddi bir ihlal söz konusu olduğu için epey bir zamandır mücadele veriyoruz.” dedi.
Parlamentonun değişik çevrelerin görüşlerine başvurduğunu, Musevi cemaatini ve Müslümanları temsil eden kişilerin yanı sıra nörologların ve sektörün temsilcilerinin beyanlarda bulunduğunu aktaran Beyazgül, yasa tasarısının gerçekte hayvan refahını korumadığını, hayvanların hayatlarının son saniyelerine odaklandığını ve “aşırı sağcı, ırkçı ideolojilerin oyuncağı” niteliğinde olduğunu söyledi.
Beyazgül, “Brüksel’de böyle bir karar çıkarsa, Müslüman ve Yahudiler büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kalacak. Bu yasa çıkarsa, aşırı sağcı ve ırkçı kesimin oylarıyla çıkacak. Belçika ve Avrupa’nın başkenti Brüksel’de bu kadar farklı din ve kültürün barış içerisinde yaşadığı bir yerden bu mesajı vermek çok kötü olur.” değerlendirmesinde bulundu.
“BU ADALETSİZ VE YANLIŞ BİR YASA”
Brüksel Baş Hahamı Albert Gigi de “Bu adaletsiz ve yanlış bir yasa. Dini azınlıkları, Yahudi ve Müslümanları hedef alıyor.” dedi.
“Yahudi ve Müslümanların hayvan refahına karşı oldukları” yönünde bir algının yayılmaya çalışıldığına işaret eden Gigi, “Bizim için kabul edilemez olan şey şu, sersemleterek, bayıltarak, gaz solutma yöntemiyle boğarak kesimin hayvanın canını daha az acıttığını öne sürerek dini ritüellere göre kesimin yasaklanması.” şeklinde konuştu.
Yahudi inancında da hayvanların şoklanmadan ve uyutulmadan kesilmesi anlamına gelen “koşer” kesim gereği, Yahudi toplum da mücadeleye destek veriyor.