İsrail merkezli Haaretz gazetesine nazaran, Gazze Şeridi’ni ikiye bölen Netzarim Koridoru’ndaki İsrail askerleri, bölgede sivil ayrımı gözetilmeksizin herkesi öldürüyor. Çocuk dahi olsalar bölgede ölen her Filistinli “terörist” olarak kayıtlara geçiriliyor. Alandaki kuvvetler bu koridora “ölü vücutlar hattı” diyor. Burada öldürülen Filistinlilerin cesetleri, askerler tarafından köpek sürülerine terk ediliyor. Filistinlilerin bu bölgeye girmesi resmen yasak olsa da, gerçek kolay bir “yasak bölgeden” daha önemli. Haaretz gazetesine konuşan bir İsrail subayı, “Tümen kumandanı bu alanı ‘öldürme bölgesi’ olarak belirledi. İçeri giren herkes vuruluyor.” tabirlerini kullandı. Gazeteye konuşan şahitler, ordu kumandanlarına “benzeri görülmemiş yetkiler” verildiğini belirtirken, tümenler ortası “kim daha çok Filistinli öldürecek” müsabakası yapıldığını belirtti. Tümen kumandanları, çatışma bölgelerinde neredeyse sınırsız ateş gücü yetkisine sahip.
Gazze’nin kuzeyi ile güneyi ortasındaki ilişkiyi koparan, İsrail sonundan Akdeniz kıyısına kadar uzanan 7 kilometre genişliğindeki Netzarim Koridoru’nda zulüm devam ediyor. Haaretz gazetesine nazaran, İsrail ordusunun komuta kademesi Netzarim Koridoru’nda oluşturulan “ölü vücutlar hattının” varlığını inkar ediyor. Bu çizgi hiçbir haritada görünmüyor ve hiçbir resmi askeri sistemde bulunmuyor. Fakat gazeteye konuşan alandaki kuvvetler bu koridora “ölü vücutlar hattı” diyor.
Gazeteye konuşan İsrail askerlerinin anlattıkları, bölgeye yaklaşan her Filistinlinin “terörist sayılarak” öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Burada öldürülen Filistinlilerin cesetleri, askerler tarafından köpeklere terk ediliyor. Haaretz’e konuşan bir askeri yetkili, “Ateş ettikten sonra, cesetler toplanmıyor ve köpek sürüleri onları yemeye geliyor. Gazze’de beşerler, bu köpekleri nerede görürseniz görün, oraya gitmemeniz gerektiğini biliyor” dedi.
İsrail kuvvetlerinin 252. Tümen’indeki kıdemli bir subay, “Tümen kumandanı bu alanı ‘öldürme bölgesi’ olarak belirledi. İçeri giren herkes vuruluyor” sözlerini kullandı. Netzarim Koridoru’ndaki “ölüm bölgesinin” keskin nişancıların atış yapabildiği yere kadar uzandığı sav ediliyor. İsrailli subay, “Orada sivilleri öldürüyoruz ve onlar da terörist olarak sayılıyor. İsrail ordu sözcüsünün kayıp sayılarıyla ilgili açıklamaları, bunu üniteler ortasında bir rekabete dönüştürdü. Şayet 99. Tümen 150 kişiyi öldürürse, bir sonraki ünite 200’ü hedefliyor” dedi.
Kısa bir mühlet evvel Netzarim Koridoru’ndan dönen bir kumandan, İsrail ordusunu, “dünyanın en ahlaklı ordusu” olarak tanımlamanın, Gazze’de “ne yaptığını çok düzgün bilen” İsrail askerlerini paka çıkartmaktan diğer bir şey olmadığını söyledi. 252. Tümen’de misyon alan bir öteki asker, “Emir açıktı. Köprüyü geçip Netzarim koridora giren herkesin başına bir kurşun sıkılıyor” tabirlerini kullandı.
Sadece koridora girdiği için 16 yaşlarında bir çocuğu öldürdüklerini tabir eden asker, “Bir defasında, güneyden yaklaşan birini fark etti. Güya Hamas saldırısıymış üzere karşılık verdik. Konum aldık ve ateş açtık. Yaklaşık bir yahut iki dakika boyunca cesede ateş etmeye devam ettik. Etrafımdaki beşerler ateş ediyor ve gülüyorlardı.” dedi. İsrail askeri, birebir akşam tabur kumandanlarının “bir teröristi öldürdükleri” savıyla kendilerini tebrik ettiğini kaydetti.
Netzarim Koridoru’nda 200’den fazla Hamas üyesinin öldürüldüğü duyuruldu lakin yalnızca 10 adedinin Hamas üyesi olduğu doğrulandı. İsrail askerlerinin tanıklıkları, ordu kumandanlarına “benzeri görülmemiş yetkiler” verildiğini gözler önüne seriyor. Ordunun akın alanının büyümesi, tümen kumandanlarının yetkilerinin önemli manada genişletilmesine sebep oldu. İsrail ordusundaki üniteler “standart askeri protokollerle sonlandırılmamış bağımsız gruplar” üzere hareket ediyor. Askeri kaynaklara nazaran tümen kumandanları, çatışma bölgelerinde neredeyse sınırsız ateş gücü yetkisine sahip.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’ni kasıtlı olarak susuz bıraktığını ve suyu silah olarak kullanıp soykırım kabahati işlediğini açıkladı. Örgüt, İsrail’in Gazze’de 14 ay süren savaş boyunca su altyapısına yönelik hücumlarını araştırdı. 184 sayfalık “İmha ve Soykırım Eylemleri” başlıklı rapor, Memleketler arası Af Örgütü’nün bu ay yayınladığı, İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığı sonucuna varan raporun akabinde geldi. Raporda, “İsrail’in en üst seviye yetkilileri, su ve kanalizasyon altyapısının kasıtlı olarak tahrip edilmesi de dahil olmak üzere yıkımdan, hasarlı su ve kanalizasyon altyapısının onarılmasının engellenmesinden ve su, elektrik ve yakıtın kesilmesinden yahut ağır kısıtlamalara tabi tutulmasından sorumludur” denildi. Su kıtlığı yüzünden halkın kirli kaynaklara yönelmesi, bilhassa çocuklar ortasında ölümcül hastalıkların salgın haline gelmesine yol açtı. Uydu imajları, Gazze’deki 54 su deposundan 11’inin büsbütün tahrip olduğunu, 20’sinde ise hasar belirtileri görüldüğünü ortaya koydu.