İçişleri Bakanlığı Bakan Müşaviri Muhammet Burak Gültekin, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhuriyet gazetesi müelliflerinden Barış Pehlivan’ı sert lisanlar eleştirdi.
Gültekin, “Dezenformasyon Yasası öncesi son palavralar. CHP’nin raporundaki “gazeteciler” üzere “görevinin başında” olan Barış Pehlivan’a vakit israflı cevap” sözlerini kullanarak şunları kaydetti:
“Cumhuriyet Gazetesi Barış Pehlivan’ın bugünkü saçmalıklarını okuyunca, kendisi, gazetesi ve gazete okurları ismine üzüldüm.
Çünkü bugünkü yazı büsbütün masa başı yazılan, asparagas bir vakit israfı olmuş.
Umarım Barış Pehlivan’ın senaryo yazma kabiliyeti, en kısa müddette üretimci firmalar tarafından keşfedilir de bu hayal gücünden dizi sinema bölümü de istifade eder(!)
Barış Pehlivan, şayet köşende uydurma senaryolar yazmakla uğraşacağına araştırmacı gazetecilik yapsaydın, yazacağın şu olurdu:
“Mersin’deki aksiyon olmasaydı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu ile çaba kapsamında İstanbul’da değerli bir operasyonu izleyecek, akabinde da bu operasyonun sonuçlarını açıklayacaktı.”
Neydi bu operasyon?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun uzun vakittir vilayetlere giderek sabahın erken saatlerinde açıkladığı kökünü kurutma operasyon serisinin değerli bir ayağıydı.
Uzun vakittir İstanbul’da takip edilen sokak satıcılarına yönelik “Kökünü Kurutma Operasyonu” gerçekleştirildi.
Eğer daima koruyup kolladığı, kanallarına çıkıp popülaritesini ve kesesini zenginleştirdiği CHP’nin Tutuklu Gazeteciler listesindeki teröristlerin eseri olan (tabi o hususa sesini çıkaramazsın, anlıyoruz)
Mersin’deki hain terör atak olmasaydı gece saat 03.00 üzere Atatürk Havalimanı’na, Emniyet Teşkilatı’na ilişkin uçakla gidecek, oradan operasyona katılacak gruplara hem moral, hem de muvaffakiyet dileklerini iletecekti.
İstanbul Emniyeti, bu operasyon öncesi, hem Bakan Soylu’nun bu operasyonun sonucunu açıklaması hem de İstanbul Emniyeti’ne alınan 180 motosikletin dağıtım merasimi için basın mensupları Vatan Caddesi Emniyet Binası’na davet etmişti.
Ancak Mersin’de Polisevine yapılan terör hareketi sonrası Bakan Süleyman Soylu, Emniyet’e ilişkin uçakla Adana’ya, oradan da helikopterle Mersin’e gitti.
Kökünü Kurutma Operasyonu, İstanbul Emniyeti tarafından açıklandı, motosiklet dağıtım merasimine de Bakan Yardımcısı Sayın İsmail Çataklı katıldı.
Eğer gazeteci üzere hakikaten bir şeyleri araştırmış olsaydın, bu bilgilere ulaşacaktın. Fakat hepimiz biliyoruz ki, “operasyon gazeteciliği” araştırmaya değil iftira ve hayal gücüne dayanır.
İçişleri Bakanımıza karşı düşmanlık, sizde hastalık halini almış,
Fobi olmuş, akli melekelerinizi çalıştıramaz hale getirmiş.
Hatta o denli ki, bir operasyon gazetesinin attığı, aslı astarı olmayan saçma sapan tezin bile peşine takılacak seviyede zavallısınız.
Hiç merak etme, kimseye söylemeyeceğiz; Bakanımızın ismini geçirince yazılarınızın öbür sitelerde kullanıldığını, aramalarda önde çıktığını, tiraj yaptığını, tık gazeteciliği peşinde olduğunu anlayabiliyoruz.
Bakanımıza attığın iftiralar haricinde diğer bir şey yazamadığının, yazsan da okunmadığının hepimiz farkındayız.
Okuyucu sayısı hudutlu olunca birilerine iftira atarak fakat tık gazeteciliği yapmayı seçmişsin.
Sahte gündemler ve uydurma haberler seni bir tık bile büyütmez, boş yere çabalama.
Bir de sana tavsiyem:
Kuzum şayet sen gazetecilik yapmak istiyorsan, organize kabahat örgütleriyle içli dışlı olmayı bırak.
Sonra paçavra üzere ortada kalmayasın.
Köşende bunu da yayınla, tahminen bir kaç tık daha alırsın.”
Çünkü bugünkü yazı büsbütün masa başı yazılan, asparagas bir vakit israfı olmuş.
Umarım Barış Pehlivan’ın senaryo yazma kabiliyeti, en kısa müddette üretimci firmalar tarafından keşfedilir de bu hayal gücünden dizi sinema bölümü de istifade eder(!)
Barış Pehlivan, şayet köşende uydurma senaryolar yazmakla uğraşacağına araştırmacı gazetecilik yapsaydın, yazacağın şu olurdu:
“Mersin’deki aksiyon olmasaydı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu ile çaba kapsamında İstanbul’da değerli bir operasyonu izleyecek, akabinde da bu operasyonun sonuçlarını açıklayacaktı.”
Neydi bu operasyon?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun uzun vakittir vilayetlere giderek sabahın erken saatlerinde açıkladığı kökünü kurutma operasyon serisinin değerli bir ayağıydı.
Uzun vakittir İstanbul’da takip edilen sokak satıcılarına yönelik “Kökünü Kurutma Operasyonu” gerçekleştirildi.
Eğer daima koruyup kolladığı, kanallarına çıkıp popülaritesini ve kesesini zenginleştirdiği CHP’nin Tutuklu Gazeteciler listesindeki teröristlerin eseri olan (tabi o hususa sesini çıkaramazsın, anlıyoruz)
Mersin’deki hain terör atak olmasaydı gece saat 03.00 üzere Atatürk Havalimanı’na, Emniyet Teşkilatı’na ilişkin uçakla gidecek, oradan operasyona katılacak gruplara hem moral, hem de muvaffakiyet dileklerini iletecekti.
İstanbul Emniyeti, bu operasyon öncesi, hem Bakan Soylu’nun bu operasyonun sonucunu açıklaması hem de İstanbul Emniyeti’ne alınan 180 motosikletin dağıtım merasimi için basın mensupları Vatan Caddesi Emniyet Binası’na davet etmişti.
Ancak Mersin’de Polisevine yapılan terör hareketi sonrası Bakan Süleyman Soylu, Emniyet’e ilişkin uçakla Adana’ya, oradan da helikopterle Mersin’e gitti.
Kökünü Kurutma Operasyonu, İstanbul Emniyeti tarafından açıklandı, motosiklet dağıtım merasimine de Bakan Yardımcısı Sayın İsmail Çataklı katıldı.
Eğer gazeteci üzere hakikaten bir şeyleri araştırmış olsaydın, bu bilgilere ulaşacaktın. Fakat hepimiz biliyoruz ki, “operasyon gazeteciliği” araştırmaya değil iftira ve hayal gücüne dayanır.
İçişleri Bakanımıza karşı düşmanlık, sizde hastalık halini almış,
Fobi olmuş, akli melekelerinizi çalıştıramaz hale getirmiş.
Hatta o denli ki, bir operasyon gazetesinin attığı, aslı astarı olmayan saçma sapan tezin bile peşine takılacak seviyede zavallısınız.
Hiç merak etme, kimseye söylemeyeceğiz; Bakanımızın ismini geçirince yazılarınızın öbür sitelerde kullanıldığını, aramalarda önde çıktığını, tiraj yaptığını, tık gazeteciliği peşinde olduğunu anlayabiliyoruz.
Bakanımıza attığın iftiralar haricinde diğer bir şey yazamadığının, yazsan da okunmadığının hepimiz farkındayız.
Okuyucu sayısı hudutlu olunca birilerine iftira atarak fakat tık gazeteciliği yapmayı seçmişsin.
Sahte gündemler ve uydurma haberler seni bir tık bile büyütmez, boş yere çabalama.
Bir de sana tavsiyem:
Kuzum şayet sen gazetecilik yapmak istiyorsan, organize kabahat örgütleriyle içli dışlı olmayı bırak.
Sonra paçavra üzere ortada kalmayasın.
Köşende bunu da yayınla, tahminen bir kaç tık daha alırsın.”