“Taksim’deki hücumda yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı, 81 yaralı yurttaşa da acil şifalar diliyoruz. Bu vahim olay yalnızca taarruz sırasında bölgede olanları değil bütün yurttaşları etkilemiştir, bu yüzden acı hepimize aittir. Ülkemizde sivilleri maksat alan kör terör aksiyonları birinci defa yaşanmıyor. Sonuçta şu yahut bu örgütün üstlendiği, bir kısmının failinin karanlıkta kaldığı taarruzların sonuçları bütün halkın gündelik hayatını etkileyecek biçimde siyasetin dizaynıyla sonuçlandı. Taksim’deki patlamanın gerisinden yayın yasağının getirilmesi, internetin suratının düşürülmesi ve toplumsal medyaya müdahale edilmesi ve sonuç olarak halkın haber alamaz hale gelmesi olayın tesirinin boyutlarını katlamış ve kaos hissini derinleştirmiştir. İktidarın kimi olayları nasıl fırsata dönüştürdüğü hafızalarda çok taze olduğundan bu terör aksiyonu tasa ve korkuyu artırmıştır.
2015 yılı boyunca, iki seçim devri ortasında ağırlaşan 1 Kasım seçimlerinden sonra da devam eden bombalı hücumlar çok sayıda insanın vefatına yol açtı. 10 Ekim Barış mitingine yönelik canlı bomba saldırısından sonra anketlerde oylarının arttığını pişkinlikle açıklayan, artık muhalefet rolündeki, periyodun Başbakanı da unutulmamıştır. Bu terör aksiyonu Endonezya’daki G-20 tepesinden bir gün evvel, İsveç ve Norveç’in NATO’ya girmesine terör tarifinde uzlaşılamadığı için Türkiye ile görüşmelerin tıkandığı, iktidarın Suriye önderi Esat’la görüşmenin alenileşmesi için ortam yokladığı bir sırada ve nihayet seçimlere birkaç ay kalmışken yaşanması birebir korkuların duyulmasını tetiklemektedir. Bunlar öne çıkan başlıklardır ve kördüğüme dönmüş bir dizi bağlantı daha bunlara eklenebilir.
“Bu halk düşmanlığından öbür manaya gelmez”
Her terör saldırısının bedelini halk çok ağır ödemiştir. Personel ve işçilerin hak uğraşının önüne maniler çıkarılmış, medya baskısı artmış ve her olay daha fazla baskının uygulandığı bir denetim yerinin oluşturulmasına basamak yapılmıştır. Altını açıkça çiziyoruz: bu cinsten terör aksiyonları hiçbir münasebetle yasal gösterilemez ve bu halk düşmanlığından diğer manaya gelmez. Emek demokrasi güçlerine düşen; halkı gaye alan terör atakları karşısında emek, barış, özgürlük ve demokrasi uğraşını yükseltmektir. Halkın haber alma hakkı ve söz özgürlüğü için çaba de bu kapsamdadır.” (ANKA)