İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Lideri Resul Emrah Şahan ile bir arada 2025 yılı sonunda hizmete alınması planlanan Şişli Afet Uyum Merkezi’nin (Şişli AKOM) temelini attı.
AÇILIŞ
İmamoğlu ve Şahan, temel atma merasimi sonrasında farklı mahallelerde bulunan Yuvamız Şişli kreşleri inşaatlarında, İBB Miras ve Şişli MİRAS tarafından ortaklaşa yönetilen “Feriköy Projesi” alanında incelemelerde bulunup, İzzetpaşa Mahallesi’ndeki Şişli Kent Lokantası’nın açılışını yaptı.
İmamoğlu, Şişli Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Şişli Çalışıyor, İstanbul Güçleniyor’ programında konuştu.
“BİR BAKAN DAHA MADALYA ALDI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı’na verdiği ‘Belediyeleri silkeleyin’ talimatına reaksiyon gösteren İmamoğlu, ” ‘Silkele’ dediği bakanın, bugün büyük mucizevi açıklamasını okudum mesela gelirken. SGK borçlarını kaynağından kesecekmiş belediyelerin! Aferin! Madalya aldı şimdi! Bir bakan daha madalya aldı! Ne büyük iş başardı değil mi? Kendisini ispat etti! Kime? Millete değil, bir şahsa. O kendini bir şahsa ispat ededursun, biz arkadaşlarımızla kendimizi milletimize ispat etmeye, milletimize layık olmaya devam edeceğiz. Kaynağından kesecekmiş! Kimin kaynağı? Milletin kaynağı” sözlerini kullandı.
“YÖNETECEK BELEDİYENİZ BİLE KALMAYACAK”
İmamoğlu, ayrıyeten, “Böyle davranırsanız, sizin Türkiye’de yönetecek belediyeniz bile kalmayacak. Bu millet size yetki vermeyecek bu türlü davrandığınız sürece” dedi.
“HEPSİNİ YENECEK”
İmamoğlu, son yapılan seçimlerde Kent Lokantalarının Kanal İstanbul’u yendiği vurgulayarak, “Buradan söylüyorum; bu kreşler de Türkiye’yi bu makus şartlara taşıyanların hepsini yenecek” dedi.
İmamoğlu, şunları söyledi:
“Emrah Şahan Liderimizin, kent plancısı kimliğiyle her vakit masasında güzel hesaplanmış, akla ve bilime uygun bir biçimde hareket etme prensibini mutlak taşıyan, güçlü projeler var etme konusunda da ihtimamlı çalışan bir arkadaşım olduğunu biliyorum. Şişli Belediyesi, ‘200 Günde 100 Proje’ kavramıyla süratli bir giriş yaptı, Şişli’ye bedel katan projeleri ortaya koydu. Artık de ‘Şişli Çalışıyor, İstanbul Güçleniyor’ mottosuyla hizmet maratonuna devam ediyor” dedi. İstanbul’un 39 ilçe belediyesi ile koordineli çalışma uğraşında olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Bu bakış açısıyla, İBB olarak, bizim yaptıklarımızın yanı sıra, İstanbul ilçelerinin yaptıklarının da olumlu bir biçimde hayata yansıması, elbette İstanbul’un gücüne güç katıyor. Bizim baktığımız çerçeve net olarak bu. Bu manada, İstanbul için ortak vizyonla, uyum ve iş birliği içerisinde çalışmalarımız ve İstanbul’a daha güzel hizmet sunabilme eforlarımız, hiçbir vakit eksilmeden, azalmadan, artarak devam edecek.”
“Biz, bu istikametiyle, tahminen de uzun yıllardır milletin unuttuğu dayanışma ruhunu, kurumsal manada en üst düzeye taşıma çabasını ortaya konan bir devri de İstanbul’da yaşıyor ve yaşatıyoruz. Lakin bir yanıyla Türkiye’ye de yaşatıyoruz. İşte tam da bu tarafıyla, Liderimizin Şişli Belediyemizde yürüttüğü bu ruhu bizimle birleştirerek, güçlü iş birlikleri yapması istikameti beni çok memnun ediyor”
“ÇÖZÜME KAVUŞACAĞINI BİLİYORUZ”
Deprem ve kentsel dönüşümün de bu kapsamda ele alınması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Sadece belediyeler ortasında değil, tüm kamu kurumları ortasında, merkezi idareyle, merkezi idarenin İstanbul’da bulunan birimleriyle… Bunun ismi valilik olabilir, kaymakamlık olabilir, farklı bakanlıkların temsilcisi üniteler olabilir…. Tıpkı vakitte hemşerilerimizle, STK’larla, şirketlerle tüm paydaşların seferberlik içerisinde birlikte hareket etmesiyle sıkıntıların tahlile kavuşacağını biliyoruz. İstanbul’u daima birlikte sarsıntıya hazırlamalı, afetlere dirençli hale getirmeliyiz. Aksi takdirde katiyen ve muhakkak bu manada yeterli bir imtihan veremeyiz. Ve hayata dair, tarihe dair ve ülkemize dair çok mahçup oluruz, tabiri caizse çok büyük bir ihanet etmiş oluruz”
“MUTLAK CEZALANDIRILACAKTIR”
“Ama el uzatıyoruz ama iş birliği yapıyoruz fakat afet anında koşa koşa oralara gidiyoruz. Tam da işte bu tarafıyla, hala bakıyorum işte ‘belediyeleri silkeleme’ kavramı ya da tırnak içinde tavrı; milletin vicdanında, milletin aklında, milletin ruhunda, milletin o adalet hissine inandığım bakış açısında mutlak cezalandırılacaktır. Bundan hiç kuşku duymuyorum. ‘İnsan hangi yetkiyle bunu söyleyebilir’ diye düşünüyorum. Ben, hiçbir yöneticilik ruhuma bunu sığdıramıyorum. Yani ben, İBB Başkanı olarak diyeceğim ki; ‘Farklı bir siyasi partiyse, şu ilçe belediyesini gidin silkeleyin. Ya da gidin şu ilçe belediye liderine şunu yapın!’ Bu denir mi? Bu denmez. Yani milletin malının korunduğu, milletin malıyla, millete ilişkin olan kurumların idaresiyle ilgili şahsî, kişisel bir hareketle, bir cezalandırma yoluyla insan konuşur mu? ’Silkele’ dediği bakanın, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı’nın bugün büyük mucizevi açıklamasını okudum mesela gelirken. SGK borçlarını kaynağından kesecekmiş belediyelerin! Aferin! Madalya aldı şimdi! Bir bakan daha madalya aldı! Ne büyük iş başardı değil mi? Kendisini ispat etti! Kime? Millete değil, bir bireye. O kendini bir şahsa ispat ededursun, biz arkadaşlarımızla kendimizi milletimize ispat etmeye, milletimize layık olmaya devam edeceğiz.”
“BASİRETSİZ BİR BAKAN”
“Sevgili kardeşimle, Emrah Liderimizle diyalog yapalım. Yani ben, Emrah Liderime, ‘Bunu bu türlü yap’ dediğimde, tam karşıtını yapmalı Emrah Liderim. Faziletli yönetici o. Nedir o zıddı? Adaletli davranmalı. ‘Hayır, o denli yapamam, yapmam. Bu makam, bu mevki ne sana ilişkin ne bana ait’ diyebilmeli. Güçlü yönetici, karakterli yönetici odur. Aksini yapan, milletine layık yönetici değildir. Olamaz. Bu kadar net. Kaynağından kesecekmiş! Kimin kaynağı? Milletin kaynağı. Kimin parasını keseceksin? Belediyelerin. Hangi belediyelerin? Bilhassa CHP’li belediyelerin! Zira başkalarına nasıl para aktardıklarını anımsatalım. Unutmayın bunları sevgili dostlarım, değerli hemşehrilerim… Seçimden evvel, seçerek, kendi AK Partili belediyelerine para yollayarak, 1 milyar liranın üzerinde, seçim kampanyaları için Cumhurbaşkanlığının örtülü ödeneğinden para yollayarak… Bağış yani, geri ödenmiyor bakın. O SGK borçları, o belediyelerde o vakit yeniden vardı. Tek sıkıntıları ne? Çalışın, Ekrem İmamoğlu’na karşı seçimi kazanın! Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinden… Kendi MHP’li yol arkadaşı belediyeyi bile dışarıda bıraktı. Bu kadar partizan. Bu kadar akıl dışı. İşte onun için onlar, kullandıkları ve yönettikleri kaynağın, kendi ferdî kaynağı olduğunu düşünüyor. SGK borcuyla ilgili de onun için kalkıyor basiretsiz bir bakan, böyle bir açıklama yapıyor. Kaynağından kesecek! Büyük iş! Pervasız her davranışınızı millete afişe edeceğiz.”
“AYIPTIR”
“Sanırsınız ki iktisadın bütün sıkıntılarını, bizim SGK borçlarından keserek çözecekler. Millete verdikleri, acınacak durumda bıraktıkları, milletimizin daha da sefil olması için milletimize verdikleri taban fiyatı, sanırsınız ki SGK borçlarını tahsil ederek çözecekler. Halbuki SGK’nın bir yıllık cirosunun yüzde 2’si bile değil belediyelerin borçları. Ayıptır. Kaldı ki bunların her birisi Türkiye’de… Tekrar söz edelim. Bu borç, bütün belediyelerin borçları. CHP’li belediyelerin de değil yani. İstatistiğe baktığınızda, bunun için de bütün partiler var. Lakin daima söylüyorum bu türlü davranırsanız, sizin Türkiye’de yönetecek belediyeniz bile kalmayacak. Bu millet size yetki vermeyecek bu türlü davrandığınız sürece. Ben AK Partili, faziletli, elbette ki ahlaklı, elbette ki vicdanı çalışan, adalet terazisini ruhunda taşıyan birçok belediye liderimizin dahi, lisanıyla söyleyemese de içinden, bütün bu tavır ve davranışları kınadıklarını hissedebiliyorum. Yani, ‘Bize düşmanlık mı yapıyorsunuz, yeterlilik mi yapıyorsunuz’ diye belediye liderlerinin içinden kınadıklarını biliyorum. 3-4 tanesi bana saldırıyor Türkiye’nin türlü yerlerinden. Onlar, vazifeli memur. Onlara veriyorlar metinleri, ‘Ekrem’e bu türlü hakaret et!’ Zannediyorlar ki hakaretlerine yanıt vereceğim. Muhatap bile almam, yok kabul ederim. Çünkü sözleri değil. O kadar da masumiyet çerçevesinde onları oturturum. Sözleri değil. Üzülürüm onlara, acırım onlara. Bir gün de bu türlü acınacak halleriyle, sırtlarını okşayarak onlara düzgün ruhumu geçirmek için uğraşırım. Ne yapayım? Öteki ne yapabilirim? Olsun. Onlar bizi değil, aslında vatandaşlarımızı cezalandırmaya devam ediyorlar. Fakat biz, her şeye karşın, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Pürüzlere takılmayacağız. İşimizi yapacağız.”
“AFET KOOERDİNASYON MERKEZİ’MİZİN TEMELİNİ ATACAĞIZ”
“Bugün, Şişli Belediyemizle Afet Uyum Merkezi’mizin temelini atacağız. Kentimizi sarsıntıya hazırlamanın değerini az evvel de söz ettim. Burada bulunacak Afet Uyum Merkezi, İBB AKOM Başkanlığımızla, prensiplerini örtüşecek bir biçimde, dayanışmayı en güçlü düzeye taşıyacak biçimde birlikte çalışacaklar. Ve temel maksadımız; AKOM’la Şişli’de kurulacak bu örnek dayanışma modelini, bütün İstanbul’daki 39 ilçeye taşımak. Temel emelimiz ne? Türkiye’deki sistem bu türlü olduğuna nazaran; ilçelerle dayanışma içinde Büyükşehir Belediyesi Afet Uyum Merkezi ve oradan da AFAD’la dayanışma ve iş birliği içerisindeki bir modelle, afet anında İstanbul’un el birliğiyle, bütün kurumlarının 360 derece birbiriyle konuşan bir biçimde çalışabilmelerini sağlamaya katkı sunmak. Modelin işletilmesi bu. Tekrar ediyorum. Neye hizmet ediyoruz? Kurumsallığa hizmet ediyoruz. Neye hizmet ediyoruz? Ekrem’in ya da Emrah’ın yönettiği belediyelere değil, ne olursa olsun İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi’nin kurumsallığına, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumsallığına hizmet ediyoruz. Bu ne yapar? Bizi dimdik ayakta fiyat. Bizi güçlü devlet yapar. O denli ‘ey, mey’ demeyle güçlü olunmaz. Güçlü devlet, bu türlü olunur. Biz, bunu ispat etmek için, ağır bir çalışma içerisindeyiz. Zira biliyoruz ki, güç bir bölgedeyiz. Sıkıntı bir periyottan geçiyoruz. Evet dua ediyoruz; Allah, memleketimizi ve milletimizin her bir ferdini korusun. Fakat dua etmenin yanı sıra, biliyoruz ki, Yaradan, çok çalışanı ve iyi iş için çalışanı sever. Biz onun için bu kurumsallığa hizmet etmeyi, güzel bir iş yapmak, iyi bir işe hizmet etmek olarak yorumluyoruz. İbadet eder üzere, milletimize çalışıyoruz. Bu kadar net. O bakımdan, buradaki iş birliğinin AKOM’la yürütülmesi problemini çok önemsiyoruz.”
“İNANILMAZ ÖYKÜLER…”
“Muhteşem bir iş Yuvamız İstanbul, Yuvamız Şişli kreşleri. İnanılmaz hikayeler… Anneleri dinlediniz. Çocuklar inanılmaz. Yani sıcacık zihinleri, beyinleri, fikirleri hür… İnanılmaz bir iş. ‘Kent Lokantası, Kanal İstanbul’u yenmişti’ dedim son seçimde. Buradan söylüyorum; bu kreşler de Türkiye’yi bu makûs şartlara taşıyanların hepsini yenecek. Kreşler yenecek onları. İşte bu mega projemize hizmet eden bütün insanlarımızı tebrik ediyorum. İlçe belediyelerimizin paydaş olmasını önemsiyorum, tebrik ediyorum. Bu işe emek veren, hizmet eden çalışma arkadaşlarımı da tebrik ediyorum. Tıpkı vakitte, bu işe, bilhassa bu kreş sıkıntısına gönül veren, hizmet eden, etmek için uğraşan gönüllüler var, bağışçılar var. Onlar hiç eksilmesin. Bu dayanışma köprüsü, zımnî bir vicdan köprüsü birebir vakitte. Motamot Askıda Fatura üzere. Bu ne yapıyor biliyor musunuz? Bizi birbirimize bağlıyor. Sıcaklaşıyoruz.
Veren el, alan eli görmüyor. Dayanışma içinde oluyoruz. Kucaklaşıyoruz. Bakın bu kucaklaşmada ne etnik köken var, ne inanç var, ne mezhep var… Hiçbir şey yok. Birbirimize ısımızı veriyoruz. Makûs durumda olan, -Allah düşürmesin, herkes düşebilir- o denli bir durumda olan insanı ısıtan bir ruha kavuşuyor o toplumsal dayanışma. Onun için biz, dayanışmacı belediyeciliği ve halkçı belediyeciliği asla vazgeçmeyeceğimiz iki prensip ve şiar olarak görüyoruz. Zira düzgün biliyoruz ki, bizi dimdik ayakta tutan bir toplum haline getiriyor.”
“AŞIMIZI PAYLAŞMAYA GİDECEĞİZ”
“Son seçimlerde Kanal İstanbul’u tuş eden Kent Lokantalarından birini daha İzzetpaşa’da açmaya ve orada halkımızla birlikte aşımızı paylaşmaya… Hem de fiyatını ödeyerek. Ancak bugünün sıkıntı şartlarda ödenebilecek bir fiyatıyla ödeyerek, aşımızı paylaşmaya gideceğiz. Kent Lokantalarının gereksinim olduğu alanları tespit ederek, bu muhtaçlığı karşılamayla ilgili Emrah Liderimizin attığı bu adımları da hem gezici olanlarıyla hem sabit olanlarıyla, keyifle takip ediyorum. Bütün bu dayanışmalar, ilgiler, bir kurumsallığım izlerini takip ederek yapılıyor. Onu da görüyorum. Bu tarafıyla, katiyetle o gereksinim olunan alanda da Şişli Belediyemiz bu muhtaçlığı da karşılamış oldu. 2 gün sonra adım atacağımız 2025 yılının hepimize, bilhassa memnunluk, sıhhat, huzur, barış getirmesini diliyorum, istiyorum. Konutlarımıza rahmet getirmesini diliyorum, istiyorum. İnşallah bu berbat ekonomik şartlardan -iktidarın kim olduğunun ehemmiyeti yok- Yaradan’a dua ediyorum kendi kalbimle, ruhumla; inşallah bu ekonomik zorluklardan, ekonomik ıstıraplardan ülkemizi kurtaracak adımları atarlar. Dua ediyorum. Zira ülkemizin makus iktisada sahip olması, makûs adalet uygulamalarına sahip olması, siyasetin adalete müdahale ettiği ortamların var olması hepimizi yıkıyor, hepimizi paramparça ediyor. Onun için diliyorum ve istiyorum ki; bir anda akılları başına gelir ve bu ülkede, bu adaletsiz uygulamaların mağdur ettiği insanların da özgür olduğu, başta Belediye Liderimiz Profesör Doktor Ahmet Özer olmak üzere, hukuksuzluğa tabi olan herkesin özgürlüğüne kavuştuğu, ülkemizde adaletin, ülkemizde yoksulluğun olmadığı, adaletin olduğu, zenginliğin olduğu bir 2025 diliyorum. Bilhassa çocuklarımızın, o kreş yaşındaki küçük minnacık çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum.”
KENT LOKANTASI
Şişli Belediyesi’nin İzzetpaşa Mahallesi’nde açtığı Kent Lokantası açılışında konuşan İmamoğlu, şu tabirleri kullandı:
“TÜRKİYE’NİN BİRÇOK YERİNDE KARŞILIK BULDU”
“Kent Lokantaları, artık yalnızca İstanbul’un ilçelerinde değil, Türkiye’nin birçok yerinde karşılık buldu. Kent Lokantası markasının oluşmasının yegane sebebi, insanımızın fakirleşmesidir. İnsanımızın adil bir paylaşım sisteminden uzak bir yaşama mecbur edilmesidir. İnsanımızın, toplumumuzun büyük bir kısmının taban fiyatlı hale gelmesidir. Bakın; 9 milyonun üzerinde minimum fiyatlı insan var. TÜİK datalarıyla konuşuyorum. 3 milyonun üzerinde işsiz gözüküyor. Ki bize nazaran daha fazla. Tıpkı vakitte emeklisi var 16 milyon civarında. Üst üste koyduğunuzda, bugün ülkemizde, 22 bin liranın altında geçinmek zorunda olan hane sayısı milyonlarca. Neredeyse 50 milyonun üzerinde insanın dar gelirli, ancak açlık sonunun altında dar gelirli bir sınıfa oturduğunu üzülerek yaşıyoruz.”
“AÇILMAK ZORUNDADIR”
“7-8 katına şayet biz toplumsal yardım bütçesini çıkartıyorsak; bu keyfi olabilir mi? 10 milyarlarca liralık bir bütçeyi, bu alanda, insanımızın hayatını sürdürebilmesi için devreye sokuyoruz. Bakın; çok kolay. İstanbul’da toplu ulaşımda, 2019 öncesi kurum, masrafı 10 lira kabul edin, 7 lirasını toplumdan, biletler üzerinden tahsil ediyordu. Şu an biz, lakin 3 lirasını tahsil edebiliyoruz, 7 lirasını karşılıyoruz. Ve bu sene, yalnızca bizim toplu taşımayı dayanağımız, 10 milyarlarca lira. Yani artık 50 milyar, 60 milyar sayılarına çıktı ki, bu neredeyse her sene bir Beylikdüzü-İncirli ortasında bir metro sınırını yapacak kadar bütçeden bahsediyoruz. Tümüyle bunlar, fakirleşmenin milletimize ödettiği bedeldir. Omuzlarımıza binen yüktür. Bu bağlamda Kent Lokantaları açılıyor. Açılmak zorundadır. Bizim insanımızın onurunu zedelemeden, dayanışmamızı gösterme modellerinden biridir Kent Lokantası. Buralar seçilirken, öylesine seçilmiyor. Emekli Var mı? Öğrencimiz var mı? Dar gelirli ömür var mı? Ona bakılıyor ve ona nazaran seçiliyor. Şişli de o denli bir tahlil ve seçim yapmıştır. Ve buraya gelen emeklimiz, buraya gelen öğrencimiz, buraya gelen dar gelirli ya da işsiz vatandaşımız, 40 lira vererek, üç çeşit yemeğini sağlıklı bir biçimde yiyebiliyor ve işine gücüne gidebiliyor.”
“MİLLETİMİZ ZENGİNLEŞSİN”
“Dolayısıyla bu dayanışma modeli, bu problemler devam ettiği sürece -ki inşallah bir an evvel bitsin isteriz- sürdürülecek bir hizmet durumundadır. Biz ne istiyoruz? Milletimiz zenginleşsin. Milletimiz, varlıklı beşerler olsun. Bu türlü bir muhtaçlığı olmasın. O vakit biz bu Kent Lokantalarını öbür formlara, üretim merkezlerine, toplumsallaşma merkezlerine, dayanışma merkezlerine dönüştürelim. Lakin bugün çok kritik bir gereksinimi, sağlıklı besine erişimi, beslenebilmeyle ilgili sıkıntıları tahlile büyük bir katkı sunmaktadır. O bakımdan bu dayanışmayı görmezden gelenler, kınayanlar, Türkiye’nin durumunun farkında olmayan, ne yazık ki milletten uzaklaşmış, milletle artık yan yana gelemeyen, yalnızca bir ekip fanatik birkaç insanıyla kendini besleyen bir siyasi anlayışın düştüğü durumdur. Biz neredeyiz? Biz Kent Lokantası açılışındayız. Neredeyiz? Her gün ya da haftada en az üç-dört gün, milletin her gün gittiği pazarlardayız. O etiketlerle yüzleşen insanlarımızla dertleşen siyasileriz. Münasebetiyle misyonumuzu yaparken ders çıkartıyoruz. Muhtaçlık nerede? Neyi çözmeliyiz?”
“BAŞKA TÜRLÜ DÜZELMEYECEK”
“İnşallah bu yoksulluktan kurtulalım. Bunu yegane yolu var. Çok net söylüyorum. Bu zihniyet, bu ülkenin başından gitmeli. Öbür türlü düzelmeyecek. Zira sıkıntı, tek başına iktisat de değildir sevgili dostlar. Problem iktisattır. Ekonomiyi âlâ yönetmektir. Akılla, bilimle, teknikle bundan uzaklaşmamalı ve buna hareketle mümkündür. Ancak tıpkı vakitte adalet. İktisat, tıpkı vakitte adalettir. İktisat, birebir vakitte prestijdir. İktisat, tıpkı vakitte kamu kültürüne saygılı bir halde yaklaşımdır. Partizanlıktan uzak olmaktır. Bütün bunlardır iktisat. Bunlar bütünüyle uygun olduğunda, iktisat yeterli olur O bakımdan, ne yazık ki biz, bunların zerre emaresini mevcut idarede görememekteyiz. Vatandaşımızla da bunu paylaşmaktan geri durmayız. Milletimizin sıkıntı anında yanında olmaya devam eden belediyelerimiz var. Milletimizin hiçbir ferdini geride bırakmadan hizmet yapma çabasında olan bir belediyecilik anlayışının yöneticileriyiz. Allah bizi milletimize mahcup etmesin. Milletin sofrasına rahmet diliyorum yeni yılda. Rahmeti bol olsun.”