Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız vücuduna ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ait tutuklu amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanmıştı.
Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı taammüden öldürme” hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
7 kasımda görülecek duruşmaya günler kala 8 yaşındaki Narin’in cansız vücudunu nasıl sakladığını anlatan Nevzat Bahtiyar’ın keşif imajları ortaya çıktı.
NARİN’İN CESEDİN BULUNDUĞU DEREDE KEŞİF
Görüntülerde itidalli olduğu görülen Nevzat Bahtiyar’a, jandarma ve savcı nezaretinde Narin’in cansız vücudunun bulunduğu derede keşif yaptırılmış.
İDDİANAMEDE YAR ALAN İFADELER
te yandan iddianamede, Salim Güran tarafından tehdit edildiğini öne süren tutuklu kuşkulu Nevzat Bahtiyar’ın, şu sözlerine yer verilmişti…
“Narin’in cesedini derenin kenarına bıraktığım vakit üzerine bir taş koyduğumu hatırlıyorum. Cesedin bulunduğu çuvalı suyun kenarındaki doğal kayanın tabanına yerleştirdim, üstüne bir taş koydum. Dışarıdan bakınca orada bir şey olduğu anlaşılmıyordu. Salim beni, ‘Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm.’ halinde tehdit etti. Olay günü muhtar Salim Güran ile Narin’in cesedini kendi aracıma yerleştirdim. Battaniyeyi alan Salim, aracıyla mezarlık istikametine yanlışsız giderek uzaklaştı fakat tam olarak nereye gittiğini göremedim. Aracımla ikametime gerçek yanaşarak ikametimin önünde durdum. Aracımdan inerek süratli bir formda ikametimin avlusunda bulunan, içerisinde inşaat materyallerinin olduğu bir çuvalı boşaltarak getirdim ve aracımın içerisine girerek Narin’i baş kısmı aşağıda olacak biçimde çantası ve terlikleriyle çuvalın içerisine yerleştirdim. Narin’in üzerinde hatırladığım kadarıyla siyah tişört, siyah şort vardı ve omuzuna asılı bir küçük çanta vardı. Narin’in cesedi koyduğum çuvala tam olarak sığdı. Çuvalın içerisine yerleştirdikten sonra süratli bir biçimde Eğertutmaz Deresi’ne yanlışsız hareket ettim. Dereye yakın bir uzaklıkta aracı park ettim. Araçtan inerek çuvalın içerisinde bulunan Narin’i koltuk altıma alarak dereye hakikat süratli bir biçimde yürüdüm. Bu sırada katiyen cesedi yere düşürmedim. Derenin kenarına vardığımda çuvalın ağzını kapatmak istedim fakat etrafta ya da üzerimde rastgele bir ip olmadığından cesedi çuvala koyduğumda Narin’in omuzuna asılı çantasının kemeri aklıma geldi. Bunun üzerine çantasını omuzundan alarak çantasının kemerini söktüm. Çantayı tekrar çuval içerisine bırakarak o kemer ile çuvalı bağladım. Cesedi yerleştirirken katiyetle ceset üzerinde rastgele bir kesici ve delici alet yaralaması, bir kan izi ya da beden bütünlüğünü bozacak rastgele bir yaralama görmedim. Yalnızca Narin’in sağ kulağının ardında boyun bölgesinde ip izine emsal bir kızarıklık gördüm ayrıyeten çuvalı bağladığım sırada Narin’in hatırlayamadığım bir ayağının dizinden itibaren aşağı tarafı çuvalın dışarısında kaldı. Narin’in neden bir ayağının çuvalın dışarısında kaldığını bilemiyorum. Esasen olayın şokuyla cesedi çabucak bırakıp gitmek istediğim için daha fazla uğraşmak istemedim. Daha sonrasında derenin kenarında bulduğum bir doğal boşluğa rastgele bir hafriyat yapmadan çuvalın içerisinde bulunan cesedi bıraktıktan sonra cesedin üzerini 3 büyük taşla kamufle etmeye çalıştım ve ceset suyun içerisine girmiş oldu fakat katiyetle cesedin üzerine rastgele bir çalı bırakmadım. Bu cesedi bırakma olayı yaklaşık olarak yarım saat sürdü. Daha sonra dere kenarından çıkarak aracıma bindim.”
İddianamede, Nevzat Bahtiyar’ın 21 Eylül’de ek olarak verdiği tabirine ait şunlar yer yer almıştı..
“10 Eylül’de vermiş olduğum söz doğrudur lakin birtakım konuları olayın sıcaklığıyla ve Salim Güran’ın tehditlerinden ötürü farklı anlatmış olduğumdan o konulara açıklık getirmek istiyorum. 21 Ağustos’ta saat 15.08 sıralarında Salim Güran’ı su problemi yüzünden aramıştım. Sonrasında Salim beni Arif Güran’ın ikametinin bulunduğu yerin doruğundan seslenmek suretiyle yanına çağırdı. Ona yanlışsız gittiğimde onunla birlikte Arif Güran’ın meskenine girdik. Meskene girdiğimizde bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalı vaziyetteydi. Ben konutun içinde Enes, Yüksel, Eren ve Muhammed Güran ya da ayrıca bir kimseyi görmedim. Rastgele bir ses de duymadığımdan kapıları kapalı olan odaların içerisinde bulunup bulunmadıklarını bilmiyorum. Meskene girdiğimizde Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük halinde sıvı vardı. Salim ‘Yüksel ile birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim cürüm ortağımsın, bu olaya şahit oldun hasebiyle bunu yok edeceksin, yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırırım ve başına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da 200 bin lira para veririm.’ diyerek beni tehdit ettiği için olayda yer aldım. Narin’i Salim Güran ile bir battaniyenin ortasına bıraktık. Battaniyeye koyduktan sonra Salim Güran cesedi bana verdi. Ben de cesedi kucağıma alarak ikametten çıktığımda kapı önünde bulunan Narin’e ilişkin terlikleri de Salim’in söylemesi üzerine alıp battaniyenin içine koydum ve aracıma koymak üzere ikametime hakikat indim. Birinci evvel kendime ilişkin ahıra pencereden cesedi koydum. Daha sonra ahırda bulunan çuvalı cesedin başından geçirdim. Daha sonra cesedi aracımın art koltuk paspas kısmına bıraktım. Battaniyeyi de ardımdan aracıyla gelen Salim’e verdim. Salim battaniyeyi kendi aracına koydu. Bana, ‘Cesedi gerekirse parçala ve Eğertutmaz Deresi’ne at.’ dedi. Eğertutmaz Deresi’ne gerçek cesedi götürdüm ve belirttiğim yere bıraktım. Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kalmıştı. Çabukla ve telaşla yaptığım için bağlayamadım. Olaydan sonra Salim Güran ile telefonla ya da yüz yüze görüşmedim.”