Maalesef AKP dönemi ile özdeşleşmiş yeni bir çevre katliamından bahsedeceğim bugünkü yazımda.
Konumuz Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan Kızılbük koyuna inşa edilen bir otel ilgili.
Ve burayla ilgili ilgili endişeler her geçen gün artmakta.
Otel inşaatının yarattığı çevre katliamı ile koy tanınmaz hale gelirken çevresindeki dağlık alan neredeyse tamamen tıraşlanmış durumda.
Marmaris’in en güzel koylarından biri olan bu yeri tanınmaz hale getirmek, hatta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü izniyle alanda dinamit patlatmak bölgeyi yok etmek değildir de nedir Allah aşkına?
Çevre örgütlerinin defalarca inşaatın durdurulması için dava açmasına ve eylemler yapmasına rağmen bu inat niye?
Neredeyse 150 dönümü ormandan tahsil ederek toplam 310 dönümlük denize sıfır araziye yapılan bu inşaat doğa katliamı değildir de nedir sizce?
İnşaat çalışmalarının olduğu parselde inşaat alanının ve yamacın topografyasının kazı yapılarak değiştirildiği net olarak görülmektedir.
Valiliğin “ÇED gerekli değildir” kararının uygun olmadığı, doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana getirdiği raporlarla tespit edilmesine rağmen inşaatın tam gaz devam etmesi elbette üzücü.
Özellikle inşaatı gezen Marmaris Kent Konseyi’nin tespitleri üzüntü verici.
Yaratılan tahribatın benzerinin olmadığı, koyun tamamen bitirilmiş ve denizin dibine 9 katlı devasa bir enkazın dikildiği hatta diğer koylara devasa bir yol açmak için Milli Park’taki dağın traşlandığını belirten konsey üyeleri mevcut iktidarın yıkıma müdahale etmemesine çok kızgın.
Unutulmamalı ki dava konusu parselin bulunduğu alan doğal ve ekolojik değeri yüksek bir yer.
Güzelim alanları tehdit edici yönde ve tahribata açacak bu tarz yapılaşma kararları durdurularak doğa ve ekosistem üzerinde bu denli ciddi tahribatların oluşmasına izin verilmemeli diye düşünmekteyim.
Ayrıca yetkililere buradan seslenmek istiyorum:
Bu yapılaşma Kıyı Kanunu’na uygun olarak mı yapılmaktadır?
Milli Parklar Kanunu’nda “Bu alanlarda tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz ve her türlü müdahaleler ile çevre sorunlara yaratacak işlemler yapılamaz” maddesinde açıkça ifade edilmesine rağmen milli parkta izinsiz kesilen ağaçların tespiti yapılmış mıdır? Var ise konuyla ilgili hukuki girişimler başlatılmış mıdır?
Marmaris Kent Konseyi’nce paylaşılan dinamit patlatma görüntüleri hakkında düşünceniz nedir?
Ekosistem üzerinde geri döndürülemez ve telafi edilemez zarara yol açacak bu tarz projelerin önlenmesi adına daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsunuz?
Plan kapsamında kalan alanlarda, arazi kullanımı ve yapılaşmanın plan ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkilerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi gerekmez midir?
Tüm bu belirttiğim hususlar ışığında buradan tüm doğaseverlere bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Biz doğayı korudukça doğa da bizi korur.
Ve yarının doğası bugünden yaratılır.
Bunu kimse unutmasın!