Çocuklarda çok kilonun kalbi besleyen damarlarda tıkanmaya sebep olabileceğini söz eden Tunçer, “Normalde çocuklarda bu türlü ani mevte ya da kalp krizine yol açan kalp damarı tıkanması çok sık görülen bir durum değildir. Son devirde kilo alımında çok artış nedeniyle bu hadiseler sık görülüyor olabilir. Zonguldak’ta yakın vakitte 80 kilo civarı bir çocuk denizdeyken birdenbire kaybedilmiş. Bu da misal bir durumdan kaynaklı olabilir. Çocuklarda ani mevte neden olan hastalıkların başında ‘kardiyomiyopatiler’ denen kalp kası hastalıkları gelmektedir. Ani ölümlerin yüzde 30-40 civarı buna bağlıdır. Yüzde 20-30 ortasındaki ani ölümlerin nedeni de bilinmemektedir. Bunlar da ritim bozukluklarına bağlı sorunlar olabiliyor. Genelde ailede oluyor ve çocukta fark edilmiyor, buna bağlı ani mevt görülebiliyor. Doğuştan gelen kalp hastalıkları çocuklarda ani vefata yol açabilir.” dedi.
‘ANİ VEFATA SEBEP OLABİLECEK HASTALIKLAR VAR’
Doğuştan gelen yahut aile hikayesinde bulunan rahatsızlıkların yanı sıra beslenmeye bağlı olarak kalp damarlarının daralması sonucunda meydana gelen ani vefatlar olduğunu söyleyen Tunçer, şöyle konuştu:
“Erişkinlerde bu durum makus beslenme, alkol sigara kullanımı ve gerilimden kaynaklanırken çocuklarda bu stil alışkanlıklar çok sık görmüyoruz lakin bilhassa makus beslenmeye bağlı gerçekleşiyor. Çocukların beslenmesinde, yüksek kalorili onların büyüme gelişmesini desteklemeyecek lakin yalnızca kilo aldıracak besinlerden uzak durulmasını tavsiye ediyoruz. Mesela çok fazla rafine şekerli çikolata, muhallebi ya da pasta üzere yiyeceklerden uzak durmaları. Çok fazla patates kızartması üzere yağlı besinler, makarna üzere yiyeceklerin çok fazla tüketilmesi çocuklarda çok kiloya ve beraberinde berbat sonuçlara neden olabilmektedir. Halk ortasında kalp krizi denilen bizim daha çok ani mevt diye tabir ettiğimiz durum, ani mevte sebep olabilecek hastalıklar var. Bunlardan bir kısmı da çocuklarda çok kiloya bağlı kalp damarlarının tıkanmasıyla alakalı.”
’90-100 KİLO ÇOCUKLAR GELİYOR’
Ailelerin çocuklarının kilo denetimini yapmaları gerektiğini vurgulayan Tunçer, “Çocuklar bir anda kilo almıyor. Polikliniğime 90-100 kilo çocuklar geliyor. Soruyorum ‘ne kadar vakittir böyle’ diye ‘1-2 yıldır’ karşılığını alıyorum. Bu kadar bekletmemek lazım. Çocuğunuzun kilo aldığını çok rahat fark edebilirsiniz. Bu türlü bir durumda kesinlikle birinci evvel çocuk tabibine daha sonra gerekiyorsa çocuk hormon hastalıklarına yahut çocuk kardiyolojisine çocukların getirilmesinde yarar var. Çocuklarınızı seviyorsanız, gereğinden fazla beslemeyin ve onları bu besinlerle zehirlemeyin” diye konuştu.
‘AİLECE YEME TERTİBİNİ DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR’
Çocuklarda yanlış beslenmenin önüne geçmek için ailenin de kendi alışkanlıklarını değiştirmesi gerektiğini belirten Tunçer, şöyle devam etti:
“Ailece yeme nizamını değiştirmek gerekiyor. Meskende herkes pasta börek, patates kızartması yerken herkes sıhhatsiz beslenirken çocuğunuza ‘Sen bunları yemeyeceksin, sen çocuksun kilo alıyorsun’ demenin hiçbir manası yok. Anne babanın da kendi kilo ve fiziklerine dikkat etmesi gerekiyor. Sonuçta çocuk anne ve babayı olağan olarak algılıyor. Yani bir insanın babası göbekliyse annesi çok kiloluysa çocuk da şöyle algılıyor; ‘demek ki olağan insan bu türlü oluyor’ diye düşünüyor. O yüzden aslında bireylerin kendine dikkat etmesi gerekiyor. Konuttaki yeme nizamı buna nazaran yapılacak, çocuk da buna doğuştan itibaren alışık olduğu için esasen kilo almayacak. Kilo alındıysa da konuttaki herkes kilo vermeye çalışırsa çocuk onlara ayak uydurabilir. Yoksa ‘Sen yemeyeceksin’ demek çocuğa mantıklı bir yaklaşım değil. Marketlerde satılan cips çeşidi çeşitli yapay besin dediğimiz, fabrika ortamında üretilmiş besinden çocukların uzak tutulması gerekiyor. Çocuğunuzu seviyorsanız, bu zehirli besinlerden çocuklarınızı uzak tutun.”