81 il ulusal eğitim müdürü ortasındaki bayan sayısı sırf 4, yani vilayet müdürlerinin sadece yüzde 5’i bayan. 81 vilayet müdürünün 21’i ise ilahiyatçı. Bu orana imam hatipli olanlar da eklendiğinde, dini eğitim kökenli yöneticilerin oranı yüzde 37’e çıkıyor. Yani her üç vilayet ulusal eğitim müdüründen 1’i dini temelli eğitimden geliyor.
Duruma reaksiyon gösteren Eğitim-İş Genel Lideri Kadem Özbay, dataların “bakanlığın nasıl ve hangi zihniyetle dizayn edildiğini ortaya koyduğunu” belirtti. Sadece dört bayan vilayet ulusal eğitim müdürü olmasına “Bu utanç sayıları, MEB’in nasıl erkek hükümran ve bayanı idare basamaklarına layık görmeyen çağdışı bir anlayışla yapılandırıldığını gözler önüne seriyor” yansısını gösteren Özbay, “Çağdaş Türk bayanın idare kademelerindeki varlığı, Atatürk’ün unsur ve ihtilallerinin korunması, tam manasıyla bir demokrasi anlayışının bütün kurum ve kurallarıyla birlikte yerleşmesi bağlamında son derece kıymetli. Bayanlar, ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda vazife almalı ve ülke idaresinde daha fazla kelam sahibi olmalı. Bu bir demokrasi gayreti. Bu, toplumun her kısmının katılması gereken bir mücadele” dedi.
KADEM ÖZBAY: GERİCİLİĞE SARILDILAR
Her üç müdürden birinin dini temelli eğitimden geliyor olmasını eleştiren Özbay, şunları kaydetti: “Bu bilgiler, Türkiye’de çağdaş eğitim konusunda onca uzmanlaşmış şahıs, alandan gelip okulların ve eğitimin kronikleşen problemlerine yakından şahit olmuş onlarca eğitimci varken, kimlerin makbul sayıldığını ortaya koyuyor. MEB’de liyakatin değil, iktidara sadakatin ve hayata iktidarla birebir yerden bakmanın kriter kabul edildiğini, maksadın ulusal eğitimi çağa yakışır bir yere taşımak değil, gerici bir anlayışla tekrar şekillendirmek olduğunu da gözler önüne seriyor. Karar vericileri, şu anda gücü elinde tutanları, toplumun bilgisiz bırakılan kısmından oy almak için gerici siyasetlere ‘din’ ya da ‘ahlak’ ismi altında sarılanları, demokrasinin inşasına mecbur bırakacak güç, ulusumuzun Atatürk’ten aldığı mirastır. Dünyada başöğretmen unvanlı bir başkanın kurduğu tek ülkeye bu türlü bir bakanlığı yakıştırmıyoruz.”